Cumartesi, Temmuz 25, 2009

Aslında o kadar çok şey var ki söylenecek...

İşin kötüsü "Yaaaa çok yoğunum valla, dötümü kaşicak vaktim yok!" diyecek bir durumda da değilim. Daha da kötüsü arada söylüyor olsam da, hiçbir zaman diyebilecek durumda olacağımı da sanmıyorum.

Ayrıca söylenecek şeyleri "çok"luğu da hiç azalmayacak. Belki "bok"luğu azalır. Aslında bilemiyorum, herşey olabilir.

Ben küçücük bir çocuktum; herşey çok farklıydı, herşey aynıydı. Ben büyüdüm, küçücük bir çocuk kaldım; herşey çok aynı, herşey farklı. Zaten ben küçükken çok salaktım, büyüdükçe çok akıllandım. Ama ancak bu kadar olabildim. Anlayın ki ne kadar salaktım. Aslında küçükken herkes salak olur, büyüyünce ise çok daha kötü birşey. Hele bir de o herkesin olduğu "çok daha kötü birşey"i olup, hem de iyice salak olanlar var; büyüyünce, onların hali çok fena. Hiç sormayın, gece gece, erkek adam adam ağlarım. Sessizce ağlarım, pek göz yaşı da dökmem ama arada nefes filan çekerim. Olur bazen. Sert görünürüm, ya da doğrusu olduğumdan farklı görünebilirim ama arada bende zırlarım. Bazende cümlelerin başıyla sonunu kaçırırım. Bazen paragrafların da ve bazen yazıların da... Birkaç kez hayatların da başlarıyla sonlarını kaçırdım. Ama "merhamet"...

Bazen düşünüyorum da, - aslında bazen değil sık sık, - aslında sık sıkta değil bazen -- bilemiyorum. Zor şeyler, arada bir de kolay. Ama kısmen zor, hükmen kolay.

Aslında hiç durmasam belki hep yazabilirim. Ama ne kadar anlam ifade eder onu hesaplayamıyorum. Ayrıca aynı tonda gider mi şittiremiyorum. Kısmen oluyor da, fiilen olmuyor.

Aslında şiirde yazarım çok iyi. İlk şiirimi İnglizce yazmıştım inanmazsınız. İlk dinleyen - zaman tutmuştum - tam 5 dakika gülmüştü. Ay bi dakka! Ondan önce de yazdım ben. Ama o önceki yazdıklarımdan biri de İnglizce'ydi. Evet İnglizce'm çok iyidir. Gene de olmuş. Absolutely and wonderful. Sometimes, everyone, minimally, forgetful...

O değil de olmuyor. Ya tamam, oluyor da; daha da olabilir. Verimlilik artabilir. Teşvikler arttırılmalı, bürokratik engellerin önüne geçilmeli.

Acaba ben, ben olmasaydım; ben kim olur du? Ya da bir film çeksek, o film benim hayatımı anlatsa, - çok bariz ben seyretmem o filmi - belki holivud yapımıysa, seyirciye oynadılarsa olabilir - aaaa belkim 3d yaparlar - bariz ben seyretmem o zaman ---- beni kim oynardı? Nasıl çalışırdı o role? Hangi yöntemi kullanırdı? Yok beğenmedim bu paragrafı. Be'encil oldu.

Bazen hayaller kuruyorum, belki fark etmişindir; ki pek çaktırmam. O hayaller bazen gerçek oluyor. Ama bazen olmayacaklarını bilerek kuruyorum. Bazen de olmayacaklarını bilerek kurmadan edemiyorum. "Kurma" diyorum, "Dur" diyorum; olmuyor.

"..." diyorum; 1,5 TL istiyorlar karşılığında. "O zaman bana ondan 4 tane!" diyorum. 5 veriyorum, "Üstü kalsın" diyorum, bir clark çekiyorum.

Dünya duruyor. Bazen de durmuyor.

Ama bazen, belki de, dün, ya da önceki basamakta, kısmen, veyahut, mamafih, bilfakika, fil bill...

Yok, sanmıyorum.
 

Dinlediğiniz için saolun... Biz hep burdayız..