Ya yazıcam, harbiden yazıcam... Ne zaman bilmiyorum ama... 12 tane fln konum var hatta not aldım başlıklarını (= ehehe gerçekten baya üşengeç pis bi adamım... yaşasın chat ağazııııııııııı (=
Öhöm düzeliyorum...
-Ah geri döndün?
-Kim?
-Sen!
-Bir yere mi gitmiştim?
-Gitmemiş miydin?
-Hımmm... Bir dakika bir düşüneyim.
-Birşey soracağım.
-Sor tabii.
-Hayatında hiç bir zaman "Bir dakika" demedin, hep "bi dakka" dedin; şimdi niye öyle yazıyorsun?
-Ortaokulda bir Türkçe hocam söylemişti. Yazılarda kurallara uygun yazılır, ama sen onu okurken konuşma diline çevirmekte serbestsin.
-Biz konuşmuyor muyuz şu an?
-Konuşuyor muyuz? Ben yazışıyoruz zannediyordum.
-'Yazışmak' ne gudik bir kelime yalnız.
-Dinime küfreden... 'Gudik' ne ki?
-Bunu sen mi soruyorsun?
-Başka birinin sormasını mı isterdin?
-Hımmm... Bir dakika bir düşüneyim.
-Neyi düşünüyorsun ki?
-Kimin sormasını istediğimi.
-Yani başka biri sorsun isterdin?
-E, herhalde!
-...
-Yok artık! Şaşırmış numarası yapma!
-Numara yapmıyorum ki gerçekten şaşırdım.
-Ya yok artık ya! Hala seni şaşırtabiliyor muyum?
-İşin eğlencesi burada değil mi?
-Haklısın aslında galiba...
-Bu arada...
-Söyle?
-Benim sorduğum soruda kaynadı.
-Hangi soru?
-Heh, işte bende onu diyordum.
-Ağabey, sen iyice saçmalamaya başladın yanlız.
-Ağabey dedin millet gerçekten, kardeş sanacak.
-Gene aynı hoca çok şikayet etmişti mizahçılardan. Ağabey'i abi yaptılar diye. Bende ne zaman hitap kelimesi 'abi'yi kullanacak olsam, 'ağabey' yazmaya çalışırım. Bazen anlamayacak tipler oluyor, onlara 'abi' yazıyorum tabii, ya da vaktim olmuyor, unutuyorum falan... Uzun zamandır dikkat etmiyordum yanlız.
-Kim o anlamayacak tipler?
-Magazine sardık galiba?
-Ne alaka?
-Polemik çıkartmaya çabalıyorsun gibi bir his var içimde.
-Ne alakası var?
-Gülmesen daha inandırıcı olurdu.
-Gerçekten inanır mıydın ki?
-Tabiki hayır. Seni benim kadar iyi kim tanıyabilir ki?
-Bir insan diğerini ne kadar iyi tanıyabilir ki?
-Ooo, felsefe yapma. Hiç havamda değilim. Ayrıca bir girersem beni bir daha çıkaramazsın biliyorsun.
-Demin birşey fark ettim. Aslında kıllandım önce, sonra kontrol edince emin oldum.
-Ne o?
-Bir Türkçe hocası var ya ortaokulda?
-Evet?
-Onu bir sen, bir de ben söylemişim.
-Yani?
-Gerizekalı mısın?
-Yooo! Zaten ben anladım, sen anlat istiyorum.
-Gereksizsin yani?
-Konuya geri dönersek...
-Of! Aynı hocadan alakasızca bahsediyoruz. Kuşkulanacaklar?
-Okurlar mı ki? Dikkat ederler mi ki? Anlarlar mı ki?
-Ağabey, ben onu bunu bilmem. Ben kaçıyorum.
-Nereye gidiyoorsun?
-Yok, hani gidiyorum yerine kaçıyorum değil, harbiden kaçıyorum.
-Ne kadar kaçabilirsin ki?
-Ya iki rekat uzatma ya, hadi geliyor musun?
-Gelmeme ihtimalim var mı?
-Dene istersen?
-Yok, bugun hiç kastırasım yok.
-...
-..?
-Hala duruyorsun?
-Tamam ya!
the best laid plans
1 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder